Daha Kolay Anlaşılabilmesi İçin Notlar

• Her bölümde incelenen kelime, isim veya kavramın, tamamen veya kısmen; değişik sözlüklerdeki anlamına, gerektiğinde diğer dillerdeki karşılığına, varsa sözlük anlamından farklı olan kullanımdaki anlamına, bâzı âyet, hadis veya yorum örneklerine, düşünce ve görüşlerimize yer verilmiştir.

• Âyetlerin sonundaki parantezde sırasıyla, eser sahibinin soyadına ya da eserin kısa adına, sûre numarasına ve âyet numarasına yer verilmiştir.

• Yararlanılan kaynakların tam isimleri kaynakçada belirtilmiştir. Alıntı sonlarında bulunan parantez içlerine, eser sahibinin soyadı ya da eserin kısa adı yazılmıştır.

• Genelde, alıntılanan kısımlar orijinalindeki gibi korunmuş, kelime ya da cümle yapısında sadeleştirme yoluna gidilmemiştir. Günlük konuşmalarda sıklıkla kullanılmayan kelimelerin güncel anlamları parantez içinde italik harflerle ve daha küçük fontla yazılarak belirtilmiştir.

• Meal veya tefsirlerin; cümle yapısı, anlam ve ifadesi kendimizce en düzgün en tatminkâr olanlarından seçilmeye gayret edilmiş, zaman zaman aynı âyetin farklı meallerine de yer verilmiştir. Bundan maksadımız, tercih edilen farklı kelimelerle oluşan çeviri alternatiflerinin, kafamızda, daha iyi anlamamızı sağlayabilecek çağrışımlara yol açabileceği ümididir.

• Eski tarihli meal ve tefsirlerin güncel Türkçeye çevrilmiş olanlarından yararlanılmıştır. Bu bir bakıma, mealin çevirisinden yararlanmak anlamına gelmektedir. Daha anlaşılabilir olması amacıyla, değişik kişilerce yapılan sadeleştirme çalışmaları, aynı esere ait farklı kelime ve cümlelerden oluşmuş farklı meallerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bunun örneklerinden biri de Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'a ait sadeleştirilmiş meal çalışmalarıdır.

"Celle Celâlühü (C.C.), Celle şânuhû ya da Celle ve alâ, azze ve celle" Allah'a saygı, övgü, yüceltme ifadeleridir. Literatürde Allah anıldıkça bu ifadelerden birini söylemenin, her okuma veya konuşma oturumu için; ilkinde gereklilik, tekrarında ise iyi davranış olacağıyla ilgili görüşler vardır.

Sallallahu aleyhi ve sellem (salavat/salât ü selâm), Allah'ın rahmet ve seâmı O'nun üzerine olsun anlamındadır. Ahzâb sûresinin elli altıncı ayetine istinaden Hz. Muhammed'in ismi anıldıkça saygı ifadesi olarak dua, anma ve selâmlama kelimeleri olarak söylenir. Yazıldığı zaman da bunların baş harflerinden oluşan "s.a.s." "s.a.v." gibi kısaltmalar kullanılır. Literatürde bu ve benzeri ifadeleri, her okuma veya konuşma oturumu için bir defa söylemenin gerekli/yeterli olacağı veya her ismi geçtiğinde söylenmesinin gerektiği/iyi bir davranış olacağıyla ilgili görüşlerin yanı sıra, ömürde bir defa söylemenin farz olduğunu söyleyenler de vardır. (Detay için Elmalılı, Kurtubi tefsirlerinin 33/56 maddesine bakılabilir)

• Bu kitap, kısa sürede fikir sahibi olmak isteyenler için hazırlanmış olduğundan, okuma sırasında akışı sekteye uğratmama çabasıyla alıntılar dışındaki yazılarda İslâmî gelenekte sıkça kullanılan yukarıda örnekleri verilen övgü, saygı, yüceltme, selâm ve benzeri ifade kısaltmaları kullanılmamıştır. Ancak, zamanla saygı sözü olarak önemli kişi isimlerinin önünde "hazreti ..." şeklinde kullanılmaya başlanan "kat, huzur, nezd" anlamındaki "hazret" kelimesinin "Hz." şeklindeki kısaltmasını, bâzı yerlerde kullanmadan edemedik.

• Alıntılar dışında yorum ve düşünce bildirilen tartışma bölümlerinde zaman zaman kullandığımız "düşüncemiz" "kanaatimiz" "şu kitapları taradık" vb. gibi çokluk bildiren ifadeler, bir grup çalışması olduğu için değil, sadece "ben" zamirini sıkça kullanmaktan kaçınmak içindir.

• Birden fazla görüşün bulunduğu konularda, kitabın amacı ve hacmi dikkate alınarak, genel kabul gören ve en güçlü delillere dayanan görüşün alıntılanması tercih edilmiş; bazen önceden belirtilmiş bir görüşü veya övgüyü pekiştirme amaçlı tekrar eden benzer kelimelerde eksiltme yoluna gidilmiştir. Ancak anlam değişikliğine sebep olacak kasıtlı eksiltmelerden ve birleştirmelerden mümkün olduğunca kaçınılmıştır.